Akut:
Aile demek, yuva demek, insan hayati için bir araya gelmiş alakasız insanların uyumu demek, kapıdan girer girmez birinin “aç mısın” ya da “taze cay var” demesi demek, bulaşıkları kimse uyarmadan yıkamak demek, gece yarısı sıcak yataklarından kalkıp ormanda kaybolmuş Haso amcayı/fate teyzeyi karanlıktan kurtarmak demek, defalarca ve hatta başka dillerde “sesimi duyan var mı?” cümlesini kurmuş olmak demek, politikadan dinden dilden ırktan sosyal statüden bağımsız olmak, aslen insan olmak, gönüllü olmak demek, insanların bakışlarındaki umut demek, “züppeler, zengin kulübü, reklam yapıyor bunlar, para yiyenler, ukala” suçlamalarına hayret etmek, kırılmak ama bunlara karsı dimdik durmak yola devam etmek demek, sürekli eğitim almak demek, hafta sonu evde aylak aylak uyuyup dört yol kahvesinde tavla atmak varken güneşin altında bir enkaz tepesinde elde hilatiyle jeneratörle dolaşmak demek, karda kışta tek kar motosikletiyle böbrek hastalarını diyalize, kanamalı doğum hastalarını hastaneye yetiştirmek demek, yardıma ihtiyacı olan dağcılar, tırmanışçılar, turistler ve hatta keçiler(!) için hayatını tehlikeye atmak demek, çaresizliği alınyazısı saymaya karsı çıkmak demek, ayşo teyze’nin haso amca’nın bağışlarıyla çıkılan 300 operasyonda 800’e yakin insanın hayatlarına dokunmuş olmak demek...
Bu gönüllü kelimesinin altını tekrar tekrar çizmek lazım. Yüzlerce elemanı olan akom, itfaiye ve sivil savunma’nın devletten maaş/para alarak yaptığı ve hatta yapmak zorunda olduklarını, akut bir avuç insanla tamamen gönüllü olarak ve karşılıksız yapmaktadır.
Felaket anlarında alınabilecek her desteğe ihtiyaç vardır. Akut, bu kurumların yetemediği durumlarda elinden geldiğince yardım etmeye çalışır çünkü. Evet Akut vatanını lafla değil eylemle seviyor. Bu sebeple kahraman ve yardımsever itfaiye ya da sivil savunma görevlileri işlerini ne kadar iyi yapsalar da -ki yapıyorlardır her halde-, Akut ister istemez - ki istemiyor- basının dikkatini çekiyor, halkın gözünde ayrı bir yerde konumlanıyor.
Akut orda, hep orda, basın için değil, yardım etmek için orda, bir çıkarı olmadığından yani karşılık beklemediği için de basına çıkmış çıkmamış hiç umurunda olmadan orda. Şöyle bir zihinlerinizi zorlayın, Akut’u hatırladığınız kaç olay hatırlıyorsunuz? Taş çatlasın 10’u geçmez. Peki Akut bunca yıldır kaç operasyona çıkmış? Basında bunları gördünüz mü?? Rahmetli Veysel Aksoy ve şimdi ondan bayrağı teslim almış, Bingöl’de tek kar motosikletiyle kanamalı doğum hastalarını doğumhaneye ve böbrek hastalarını diyalize yetiştiren olağanüstü adamın ve ekibinin adını biliyor musunuz?? ya da Düzce depreminde çalışırken mikrop kapıp aylarca hastanede yatan akut gönüllüsünün adını?? Ya da keçileri toplamaya gidip kaybolan teyzenin adını?? Ya da Bingöl depreminde herkesin size sırt çevirirken yanınızda olan ekibin başkanını üyelerini hatırlıyor musunuz?
VEYSEL AKSOY KİMDİ;
Sağlıkta Doğu Anadolu’nun umut güneşiydi. Yıllardır devletin akıl edemediği, “kar üzerinde gidebilen araçlarla yardıma muhtaç hastalara ulaşma” fikrini uygulamaya koydu ve onlarca hayat kurtardı. Şimdi Bingöl Akut ekibi onun açtığı yolda ilerliyor.
Yakalandığı amansız bir hastalık nedeniyle 31 aralık 2006 günü aramızdan ayrılmış ve gittiği yerde mutluluğu hakketmiş bir insandır. Allah mekanını cennet etsin.
Peki Bingöllü Akuta olan vefa borcunu ödüyor mu?
Hizmetlerinden dolayı kaç kere Veysel Aksoy’a teşekkür edip bir Fatiha okudu.
Hangi caddesine Veysel’in ismini verdi?
Hangi sivil dernekler Veysel anısına bir mevlüt okuttu?
Hangi cami müezzini Akut’un 2003 depremi için teşekkür edip toplu namazlarda bize Akutun önemini vurgulayıp ”Allah razı olsun” dedirtti.
Sevgili akut 81 ilde tırla gezip dur duraksız insanlara deprem ile ilgili bilgiler verdin. Bizlere ceset torbalarından daha önemli şeyler olduğunu tiyatrolarınla sen öğrettin. Elime ilk geçen deprem klavuzu senin verdiğin ve benim deprem anında ne yapmam gerektiğini öğrettiğin klavuzdu. Deprem anında ,arkadaşlarım ve ailem için koştun. Biz halk olarak senin yanında olmayı bilmiyoruz maalesef. Türkiye’nin en iyi ekiplerinden birinin Bingöl Akut olduğunu bile başka bir şehirde öğrendim.
Sevgili Bingöl halkı bizim için güzelliklerde bulunan insanları unutmayalım. Memleketimize hiç uğramamış ve faydası olmamış insanları parklarımıza isim yaparken kendi evlatlarımızı kardeşlerimizi bizim için caba sarf edenleri unutmak kendimize memleketimize haksızlık etmektir.Akut bizim VEYSEL bizim VEYSELLERİMİZE bizim olan değerlerimize bizim için caba gösterenlere sırtımızı dönüp nankörlük etmeyelim.
İyi ki varsın akut 1 MAYIS 2003 depreminin yıl dönümü yaklaşırken sizleri ve ekibinizi tanıdığım ve varlığınızı bilme sansına sahip olduğum için çok mutluyum.Onlar unutsa da biz seni ve Veysel abimizi hiç unutmadık. Gün gelir bir sokağımıza bizde elbet VEYSEL AKSOY yazarız. Sana gönülden teşekkür ediyorum.
Sözlerimi ekibin başkanı olan Ahmet Ateş’in sözleriyle bitiriyorum:
SEYİRCİ DEĞİL KATILIMCI OLALIM !!
KENDİMİZE-AİLEMİZE-KOMŞUMUZA YARDIM EDELİM !!
BAŞLANGIÇ YANGINLARINI SÖNDÜRELİM !!
İLK YARDIM KONULARINDA EĞİTİM ALALIM,
LÜTFEN DUYARLI OLALIM, YALNIZ KENDİMİZ İÇİN YAŞAMAYALIM,
UNUTMAYIN Kİ HER ZAMAN YARDIM EDİLEBİLECEK BİRİLERİ VAR.
Afetsiz günler dileğiyle Sevgiyle kalın değerli dostlar.
KAYNAK:
http://www.bingolum.com/modules.php?name=Bizim_Yazarlar&rop=sayfagoster&yazi_id=132